Mineral yağ, mükemmel, hafif ve yağsız bir ürün olduğu için 100 yılı aşkın süredir kozmetik ürünlerde bulunmaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda, güvenlik kaygıları da dâhil olmak üzere çeşitli nedenlerle gözden düşmüştür. Bitkisel yağların ve mineral yağların farklı kökenleri vardır, ancak farklılıkları bu yönün çok ötesine geçmektedir.
Mineral yağ, petrol damıtma işleminin bir yan ürünüdür. Baz yağ, vazelin, sıvı vazelin, beyaz yağ ve sıvı parafin olarak da bilinir. Yağlayıcı olmayan mineral yağlar tarımsal girdi, boya, kozmetik, makyaj, ilaç ve gıda imalatında kullanılmaktadır. Mineral yağların doğrudan cilt ve saç üzerinde kullanımında etkisi su kaybını engelleyen, kuruluğu önleyen bir tabaka oluşturmasıdır. Öte yandan bu sözde "koruyucu tabaka" dokulara herhangi bir besin sağlamamanın yanı sıra gözenekleri ve saç köklerini tıkayabilir.
Bitkisel yağlar bitkilerden, özellikle tohumlardan, saplardan ve meyvelerden ekstrakte edilen lipitlerdir. Bazıları mısır, ayçiçeği, kolza tohumu, Hindistan cevizi, soya, yer fıstığı, susam ve zeytinyağı gibi insan gıdalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Besleyici olmanın yanı sıra, bazı bitkisel yağlar sağlık sorunlarını önlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olur. Bitkisel yağların yaygın olarak kullanıldığı bir diğer alan ise sabunlar, şampuanlar, saç kremleri, vücut nemlendiricileridir.
Bakım ürünlerinde en iyi seçim bitkisel yağlardır, özellikle soğuk preslenmiş ve organik olmalıdır. Bitkisel yağlar, vitaminler, mineraller ve esansiyel yağ asitleri gibi faydalı maddeler bakımından zengindir ve vücut hücreleri tarafından emildiği için dokularda birikmez. Mineral yağlar ise ciltte ve saç tellerinde emilmeden sadece bir film oluşturuyor ki bu su kaybını önlemede faydalı olabilir, ancak beslenme açısından hiçbir faydası yoktur.
Konuyla ilgili hala bir fikir birliği olmamasına rağmen, mineral yağların potansiyel olarak kanserojen olduğuna ve alerji geliştirme riskini artırdığına inanılıyor.
Madde tayini, doğal yağlardan olan zeytinyağının ekstraksiyonu sırasında kullanılan basınçlı sıcak su nedeniyle yağın bir kısmı gliserin ile serbest yağ asitlerine hidrolizlenir. Sabunlaşmayan maddeler ise yağda çözünmüş halde bulunan fakat NaOH gibi alkalilerle sabunlaşmayan ve analizlerde kullanılan bilinen yağ çözücülerde çözünen maddelerin toplamıdır.
Petrol ve parafinin bir türevi olan mineral yağ, yumuşatıcı özelliklere, yağlayıcılara sahip olduğu ve özellikle son derece ucuz bir bileşen olduğu için kozmetik pazarında iyi bilinmekte ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Esas olarak bakım ürünlerinde, vücut, yüz nemlendiricilerinde, rujlarda, allıklarda, fondötenlerde bulunur ve rafine edilmiş petrolden üretilir.
Halen geniş ölçekte kullanılmasına rağmen, mineral yağın vücudumuza ve özellikle cildimize sayısız zararı vardır. Besin değeri yoktur, cilt tarafından emilmez ve gerçekte hidrasyonu desteklemez, sadece dermisi yüzeysel olarak yağlar, su kaybını önler ve yanlış bir hidrasyon hissi verir.
İnert olduğu ve suda veya alkolde çözünmediği için ciltte ve saçta mineral yağ birikir. Orta ve uzun vadede bu birikim yüzün parlaklığını kaybetmesine, saçların ağırlaşmasına, dengesizleşmesine ve diğer maddelerin emiliminin zorlaşmasına neden olur.
Ayrıca mineral yağ, komedojenik bir etkiye sahiptir, bu nedenle siyah noktaların, sivilcelerin görünümünü destekler, cildin doğal hidrasyon mekanizmalarını önler ve erken yaşlanmaya katkıda bulunabilir. Mineral yağ birçok insanda, özellikle de göz ürünlerinde hala alerjiye neden olabilir.
Kullandığınız ürünlerin mineral yağ içerip içermediğini öğrenmek için, içeriğine bakılmalı veya yağ analizleri yaptırılmalıdır. Ürünün içeriğinde “Paraffinum Liquidum, Mineral Yağ, Sıvı Parafin, Parafin Yağı, Deobase, Petrolden elde edilen, mineral yağlardan, parafinler ve petrolat” var ise bu ürünler kullanılmamalıdır.
Kozmetiklerde ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılan mineral yağ, rafine edilme yöntemi ile petrolden elde edilen bir malzemedir. Katkı maddelerinin cilt üzerinde sahip olabileceği sonuçlar çeşitlidir ve kendi etkilerine bağlıdır. Kuru ciltten alerjik reaksiyonlara, kanser riskinin artması gibi ciddi sonuçlara kadar her şey olabilir. Sadece cilt ve sağlık üzerindeki kötü etkileri değil, aynı zamanda çevre üzerindeki olumsuz etkileri de önemli bir problemdir.
Bitkisel yağ doğaldır, bitkilerden elde edilirken, mineral yağ genellikle petrolün bir yan ürünü olarak çıkarılır. Bitkisel yağlar daha hafif ve hoş kokuludur. Mineral yağ ise daha kalın bir dokuya sahiptir ve cilt üzerinde bir dış bariyer oluşturarak kayganlaştırır ve korur, ancak cildi daha da kurutmak da dâhil olmak üzere gözeneklerin ve bezlerin tıkanmasına neden olabilir.